Kimlik Tespitinin Ne Zaman Yapılmasına Gerek Yoktur?
Bir sabah, Melis ve Arda karşı kıyıdaki bir kahve dükkanında buluşmuşlardı. İkisi de bu buluşma için farklı sebeplerle heyecanlıydılar. Melis, iş dünyasında kendini kanıtlamak isteyen bir pazarlama uzmanıydı; Arda ise bir girişimci olarak, her yeni fırsatta bir çözüm arayan bir stratejistti. Ama bugün, ikisi de bir şekilde aynı konuda kafa yoruyorlardı: Kimlik tespiti.
Melis, bir yandan Arda’nın stratejik yaklaşımlarını dinlerken, bir yandan da içindeki kaygıyı anlamaya çalışıyordu. Kimlik tespiti, sadece devlet dairelerinde, bankalarda ya da online alışverişte yapılması gereken bir şey miydi? Yoksa hayatın her anında, en basit ilişkilerde bile kimliğini ortaya koymak zorunda mıydık?
Melis’in Empatik Yaklaşımı: Kimlik, İnsan Olmak Mıdır?
Melis, her şeyin bir anlamı olması gerektiğini savunanlardan biriydi. Onun için kimlik, sadece adı soyadı ya da cinsiyetinden ibaret değildi. Kimlik, insanların birbirleriyle kurduğu bağlardı, anlamlı ilişkilerdi. Mesela, Arda’yla ilk kez tanıştığında, ona kimlik kartını göstermek zorunda değildi. O, sadece gözlerine bakarak, onu gerçekten anlamaya çalışarak, kim olduğunu hissedebileceğini düşünüyordu.
Bir gün, iş yerinde tanıştığı bir müşteri, kimlik bilgilerini istemişti. Melis, “Bunu ne için istiyorsunuz?” diye sormaktan kendini alamamıştı. Müşteri biraz şaşkın baksa da, Melis’in nazik ve empatik yaklaşımına kayıtsız kalamadı. “Sadece prosedür,” demişti. Ancak Melis, “Prosedürler bizleri daha mı yakın yapıyor?” diye kendi kendine düşünmeye başlamıştı.
Bazen, kimlik tespitinin gereksiz olduğunu düşündüğü anlar oluyordu. İnsanları tanımadan, onları bir dosyanın içindeki bilgilerle değerlendirmek, bir noktada ona yabancı geliyordu. Bu yüzden, bazı ilişkilerde kimlik tespitine gerek olmadığını hissediyordu. Gerçek kimliğimiz, bazen bir isme, bir karta, bir numaraya sığmazdı. O, “sadece insan” olarak var olmak istemişti.
Arda’nın Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Strateji ve Güven
Arda ise iş dünyasında hep çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemişti. Onun için kimlik tespiti, daha çok güvenlik ve düzenle ilgiliydi. Bazen, yeni bir iş anlaşması yaparken, karşısındaki kişinin kimliğini doğrulamak zorundaydı. Arda’nın gözünde, kimlik tespiti, sadece iş dünyasında değil, hayatta da stratejik bir gereklilikti. Bu, güven inşa etmek için atılacak önemli bir adımdı.
Bir gün, Arda’nın büyük bir iş toplantısına katılacağı zaman, çok dikkatliydi. Her şeyin düzgün gitmesi gerekiyordu ve kimlik doğrulaması da buna dahil oluyordu. Onun için kimlik tespiti, bir anlamda güven sağlamanın ve dolandırıcılık gibi riskleri ortadan kaldırmanın bir yoluydu. Toplantıya girmeden önce, herkesin kimlik bilgilerinin doğruluğundan emin olmak istiyordu. Çünkü iş dünyasında güven, her şeyin temeli olmalıydı.
Ancak, Arda zamanla fark etti ki bazen kimlik tespitine takılmak, insanların samimiyetine zarar verebiliyordu. İlişkilerde gereksiz yere kimlik tespiti yapmak, bazen güveni zedeleyebilir ve karşıdaki kişiye şüphe yaratabilirdi. Kimlik tespitinin gerçekten gerekli olup olmadığı, durumun ve ilişkilerin doğasına bağlıydı.
Kimlik Tespitinin Gereksiz Olduğu Anlar
Melis ve Arda, farklı bakış açılarıyla bu durumu tartıştıkça, birbirlerinin görüşlerine daha çok yaklaşmaya başladılar. Kimlik tespitinin her durumda yapılması gerektiği düşüncesi, aslında ilişkilerin doğasına zarar verebilir miydi? Bazen kimlik bilgileri, sadece bir formalite olabilir ve insanlar arasında gerçek bağları kurmayı engelleyebilir. Melis, çoğu zaman insanların kimliklerini somut bir biçimde değil, duygusal olarak tanıyabileceğimizi düşünüyordu. Arda ise, iş dünyasında bazen aşırı güvenlik önlemlerinin aslında sağlıklı ilişkilerin önüne geçtiğini fark etmişti.
Kimlik tespitinin gereksiz olduğu anlar aslında, güvenin ve ilişki kurmanın en doğal olduğu zamanlardı. İnsanların birbirlerini tanımaya başlaması, kağıt üzerinde yazanlardan çok daha önemli olabilirdi. İnsanlar, kimlik kartlarının ötesinde, içlerindeki duygularla, değerlerle ve samimiyetle birbirlerine bağlanabilirdi.
Sonuç: Kimlik Ne Zaman Gereksizdir?
Kimlik tespiti, sadece güvenliğin sağlanması için değil, bazen de ilişkilerin bozulmaması için yapılmamalıdır. İnsanları tanımadan sadece bir kartla ya da belgeyle kimliklerini doğrulamak, onları daha uzak kılabilir. İlişkilerde kimlik, bazen sadece “insan” olma halidir. Melis ve Arda, son bir çay içerken bu konuda hemfikir olmuşlardı: Kimlik, bazen sadece duygularımız ve samimiyetimizle kendini gösterir.
Peki sizce, kimlik tespiti her zaman gerekli mi? Hayatınızda kimlik bilgilerini sorgulamadan kurduğunuz ilişkiler oldu mu? Yorumlarınızı paylaşarak düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz!